İçindekiler

Dolgu Uygulamaları Nedir?

Dolgu uygulamaları, estetik tıpta yüz hatlarının belirginleştirilmesi, ciltteki kırışıklıkların giderilmesi ve hacim kaybının düzeltilmesi amacıyla kullanılan, minimal invaziv prosedürlerdir. Bu uygulamalarda en yaygın olarak hyaluronik asit, kalsiyum hidroksilapatit ve polilaktik asit gibi maddeler tercih edilir.

Hyaluronik asit dolguları, su tutma kapasitesi yüksek olan bu madde sayesinde cildin nemlenmesini ve dolgun görünmesini sağlar. Yüzdeki ince çizgiler, derin kırışıklıklar ve hacim kaybı olan bölgelerde kullanılabilir. Dudak dolgusu, yanak dolgusu ve nazolabial çizgi dolgusu gibi spesifik alanlarda sıkça tercih edilir.

Kalsiyum hidroksilapatit dolguları, cildin alt tabakalarına yerleştirilen bu madde, cildin kollajen üretimini teşvik ederek uzun süreli sonuçlar sağlar. Genellikle yüzün orta ve alt kısmındaki derin kırışıklıkların tedavisinde kullanılır.

Polilaktik asit dolguları, zamanla vücut tarafından emilir ve kollajen üretimini artırarak cildin gençleşmesine katkıda bulunur. Bu dolgu türü, hacim kaybının yoğun olduğu alanlarda, yanak ve çene bölgesinde tercih edilir.

Dolgu uygulamaları, genellikle 15-30 dakika süren, hızlı ve etkili prosedürlerdir. Uygulama sonrasında minimal şişlik ve kızarıklık görülebilir, bu yan etkiler birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Sonuçlar hemen görülmeye başlanır ve dolgunun türüne bağlı olarak 6-24 ay arasında kalıcılık gösterir.

Dolgu uygulamaları, kişinin yüz hatlarını doğal bir şekilde gençleştirmeyi ve güzelleştirmeyi hedefler. Bu uygulamalar, cerrahi müdahale gerektirmemesi ve kısa sürede etkili sonuçlar vermesi nedeniyle tercih edilir.

 

Dolgu Türleri Nelerdir?

Dolgu uygulamaları, estetik dünyasında geniş bir yelpazeye sahip ve farklı ihtiyaçlara yönelik çeşitli türleri bulunur. Bu türler üç ana kategoriye ayrılır.

Hyaluronik asit dolguları, en yaygın kullanılan türlerden biridir. Hyaluronik asit, cildin doğal nem dengesini sağlayarak hacim kazandırır ve kırışıklıkları azaltır. Bu dolgu türü, özellikle dudakları dolgunlaştırmak ve yüz hatlarını belirginleştirmek için tercih edilir.

Kalsiyum hidroksiapatit dolguları ise cildin destek yapılarını yeniden oluşturarak derin kırışıklıkları tedavi eder ve yanaklara hacim kazandırır. 

Polikaprolakton dolguları, uzun süreli sonuçlar sunarak cildin doğal yapısını desteklerken, Poly-L-Lactic asit dolguları kolajen üretimini teşvik eder ve daha genç bir görünüm sağlar.

Her dolgu türü, farklı ihtiyaçlara ve estetik hedeflere göre özelleştirilir. Cilt tipiniz ve istediğiniz sonuçlar doğrultusunda en uygun dolgu türünü seçmek önemlidir. 

 

Dolgu Uygulaması Nasıl Yapılır?

Dolgu uygulaması, cildin altına belirli bir madde enjekte edilerek hacim kazandırma ve yüz hatlarını düzeltme işlemini içerir. Dr. Esra Nur Ünal olarak, dolgu uygulamalarını güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirmek için aşağıdaki adımları izliyoruz:

İlk adım, sizinle detaylı bir ön görüşme yapmaktır. Bu aşamada estetik hedefleriniz, cildinizin durumu ve hangi dolgu türünün sizin için en uygun olduğu hakkında bilgi alıyoruz. Bu bilgilere dayanarak, kişisel ihtiyaçlarınıza uygun bir plan oluşturuyoruz.

Uygulama öncesinde, hedeflenen bölgede anestezik bir krem veya jel uygulayarak konforunuzu sağlıyoruz. Bu, enjeksiyon sırasında rahatsızlık hissini minimuma indirir. Ardından, dolgu maddesini dikkatli bir şekilde enjekte ediyoruz. Enjeksiyon işlemi genellikle kısa sürer ve hemen ardından normal günlük aktivitelerinize dönebilirsiniz.

Dolgu uygulamasından sonra, enjekte edilen bölgeye hafif bir masaj yaparak dolgunun düzgün bir şekilde dağılmasını sağlıyoruz. İşlem sonrasında hafif kızarıklık veya şişlik görülebilir, ancak bu etkiler genellikle kısa süre içinde geçer.

 

Dolgu Uygulamalarının Faydaları Nelerdir?

Dolgu uygulamaları, estetik tıpta yaygın olarak kullanılan ve çeşitli avantajlar sağlayan bir tedavi yöntemidir.

Dolgu uygulamaları, yaşlanmanın etkilerini geciktirmek ve yüz hatlarınızı yeniden şekillendirmek için etkili bir yöntemdir. Özellikle, ciltteki derin çizgiler, kırışıklıklar ve hacim kaybını hedef alarak, yüzünüzde daha genç ve dinamik bir görünüm sağlar. Bu tedavi, cilt altına enjekte edilen özel maddeler sayesinde, kaybolan hacmi geri kazandırır ve cildin sıkılığını artırır.

Dolgu uygulamaları, yüzünüzdeki belirli bölgeleri hedef alarak daha dengeli ve simetrik bir görünüm elde etmenize yardımcı olabilir. Örneğin, dudakları daha dolgun ve belirgin hale getirebilir, yanakları kaldırabilir ve çene hattını yeniden şekillendirebilirsiniz. Bu, doğal bir estetik iyileşme sağlayarak yüz hatlarınızın daha belirgin ve dengeli görünmesini sağlar.

Tedavi süreci genellikle hızlıdır ve minimum iyileşme süresi gerektirir. Uygulama sonrası hemen günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz. Hafif kızarıklık veya şişlik gibi geçici yan etkiler, genellikle kısa sürede geçer. Bu nedenle, dolgu uygulamaları hem etkili hem de pratik bir çözüm sunar.

 

Dolgu Uygulaması Ne Kadar Süre Dayanır?

Dolgu uygulamalarının etkisinin ne kadar süre dayandığı, kullanılan dolgu maddesine ve kişisel cilt özelliklerinize bağlı olarak değişir. Dolgu maddelerinin ömrü, genellikle kullanılan malzemeye bağlıdır. Hyaluronik asit bazlı dolgular, en yaygın kullanılan dolgu türlerinden biridir ve genellikle 6 ila 12 ay arasında etkili olabilir. Hyaluronik asidin vücudumuz tarafından doğal olarak emilmesi nedeniyle, bu tür dolgular belirli bir süre sonra etkisini yitirir. Ancak, düzenli bakımla ve seanslarla bu süreyi uzatmak mümkündür.

Kalsiyum hidroksiapatit ve polilaktik asit bazlı dolgular ise daha uzun süreli sonuçlar sağlayabilir. Kalsiyum hidroksiapatit dolgularının etkisi genellikle 12 ila 18 ay sürebilirken, polilaktik asit dolgularının etkisi 2 yıl veya daha uzun sürebilir. Bu tür dolgular, cildin kolajen üretimini teşvik ederek daha uzun süreli sonuçlar sağlar. Dolgunun dayanıklılığı, uygulama bölgesine, kişinin metabolizmasına ve yaşam tarzına da bağlıdır. Örneğin, yüz hareketliliği yüksek olan bölgelerde, dolgu maddesi daha hızlı emilebilir. Ayrıca, cilt tipiniz ve genel sağlığınız da dolgunun kalıcılığını etkileyebilir.

 

Dolgu Uygulaması Sonrası İyileşme Süreci Nasıl Geçer?

Dolgu uygulamaları sonrasında iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuz geçer, ancak kişisel cilt özellikleri ve uygulama bölgesine bağlı olarak bazı farklılıklar olabilir.

Dolgu uygulamasının ardından hemen normal aktivitelerinize devam edebilirsiniz. Ancak, cildinizde hafif bir şişlik, morarma veya hassasiyet yaşamanız olasıdır. Bu durumlar genellikle geçici olup, birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. Uygulama sonrası ilk 24 saat boyunca uygulama bölgesine baskı yapmaktan ve masaj yapmaktan kaçınmak önemlidir. Ayrıca, uygulama bölgesine aşırı sıcak veya soğuk temastan kaçınmak da iyileşme sürecini destekler.

İlk birkaç gün içinde, hafif bir şişlik ve morarma görülebilir. Bu durumları azaltmak için buz kompresleri uygulayabilir ve doktorunuzun önerdiği soğutma yöntemlerini kullanabilirsiniz. Morarma ve şişlik genellikle birkaç gün içinde azalır. Ayrıca, uygulama bölgesini korumak ve iyileşme sürecini hızlandırmak için düzenli olarak nemlendirici kullanmanız önerilir. Dolgu maddesinin vücut tarafından emilmesi ve etkisinin tamamen oturması birkaç hafta sürebilir. Bu süre zarfında uygulama bölgesinde cilt yapısında ve görünümde değişiklikler gözlemleyebilirsiniz. Sonuçların tam olarak görünmesi için genellikle 1-2 hafta beklemek gerekebilir. 

 

Dolgu Uygulaması Kimler İçin Uygundur?

Dolgu uygulamaları, yaşa bağlı cilt değişikliklerini düzeltmek, yüz hatlarını belirginleştirmek veya çeşitli estetik sorunları çözmek isteyen kişiler için uygundur. Genellikle, yüzünde hacim kaybı yaşayan, kırışıklık ve çizgilerden şikayet eden, dudaklarda dolgunluk artışı isteyen veya yüz hatlarını daha belirgin hale getirmek isteyen bireyler dolgu uygulamasından fayda görebilirler. Ancak, bazı sağlık koşulları veya cilt problemleri olan kişilerin dolgu uygulamaları için uygun olup olmadığını değerlendirmek önemlidir. 

 

Dolgu Uygulamasının Yan Etkileri Var Mıdır?

Dolgu uygulamaları, estetik tıpta yüz hatlarını belirginleştirmek, kırışıklıkları gidermek ve hacim kaybını düzeltmek amacıyla sıkça tercih edilen prosedürlerdir. Ancak, her tıbbi işlemde olduğu gibi dolgu uygulamalarının da bazı yan etkileri ve riskleri bulunabilir.

En yaygın yan etkiler arasında uygulama bölgesinde hafif şişlik, kızarıklık ve morarma yer alır. Bu yan etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. İşlem sonrasında bölgenin soğuk kompresle desteklenmesi, bu tür reaksiyonların hızla azalmasına yardımcı olabilir.

Enjeksiyon bölgesinde hassasiyet ve ağrı, dolgu uygulamalarının ardından nadir de olsa görülebilir. Bu durum genellikle birkaç saat ila birkaç gün sürebilir. Basit ağrı kesicilerle bu rahatsızlık giderilebilir.

 

Dolgu Uygulaması Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Dolgu uygulaması sonrası dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Bu tavsiyelere uyulması, uygulamanın başarısını artırır ve olası yan etkileri minimize eder.

İlk olarak, uygulama sonrasında bölgeye soğuk kompres yapılması, şişlik ve morlukların azalmasına yardımcı olur. Kompresin doğrudan cilde temas etmemesine dikkat edilmelidir, ince bir bezle sarılarak uygulanması daha uygundur.

Uygulama yapılan bölgeye en az 24 saat boyunca dokunmaktan kaçınılmalıdır. Bu, enfeksiyon riskini azaltır ve dolgunun yerinde sabitlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, masaj veya baskı yapmaktan kaçınılmalıdır, çünkü bu hareketler dolgunun istenmeyen şekilde yer değiştirmesine neden olabilir.

Aşırı sıcak ortamlardan uzak durulması, dolgu uygulaması sonrasında önemlidir. Sauna, buhar odası veya sıcak duş gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Yüksek sıcaklık, şişlik ve kızarıklığı artırabilir.

Alkol ve kan sulandırıcı ilaçların kullanımından birkaç gün boyunca kaçınılması önerilir. Alkol ve kan sulandırıcılar, morluk ve şişlik riskini artırabilir. Doktorun önerdiği ilaçlar dışında herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.

Yoğun fiziksel aktivitelerden ve egzersizlerden kaçınılmalıdır. Uygulama sonrasındaki ilk 24-48 saat boyunca ağır egzersizlerden uzak durulması, dolgunun yerleşmesi ve bölgedeki kan akışının düzenlenmesi açısından faydalıdır.

Bol su içmek, cildin nem dengesini koruyarak iyileşme sürecini destekler. Ayrıca, dengeli beslenmek ve yeterli uyku almak, genel iyilik hali ve cilt sağlığı için önemlidir.

 

Dolgu Uygulamaları Hangi Bölgelere Yapılır?

Dolgu uygulamaları, genellikle yüzün farklı bölgelerine yapılabilir. En sık uygulama yapılan bölgeler arasında dudaklar, yanaklar, göz altı çukurları ve burun kenarındaki çizgiler bulunmaktadır. Ayrıca, çene konturu ve elmacık kemikleri gibi yüz hatlarını belirginleştirmek için de dolgu kullanılabilir. Uygulama bölgesi, kişinin ihtiyaçlarına ve estetik hedeflerine göre belirlenir. 

 

Dolgu Uygulaması ile Hangi Estetik Sorunlar Tedavi Edilebilir?

Dolgu uygulamaları, çeşitli estetik sorunların tedavisinde etkili ve hızlı sonuçlar sunan yöntemlerdir. Bu uygulamalar, yüz hatlarının yeniden şekillendirilmesi, ciltteki kırışıklıkların giderilmesi ve hacim kaybının düzeltilmesi gibi birçok estetik sorunu çözmede kullanılmaktadır.

İnce çizgiler ve kırışıklıklar, dolgu uygulamaları ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Özellikle göz çevresinde, alın bölgesinde ve ağız çevresindeki ince çizgiler, hyaluronik asit gibi dolgularla doldurularak daha pürüzsüz ve genç bir görünüm elde edilir.

Yüzdeki hacim kaybı, yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır. Yanaklar, elmacık kemikleri ve şakak bölgelerindeki hacim kaybı, dolgu maddeleri ile geri kazandırılabilir. Bu işlem, yüzün daha dolgun ve genç görünmesini sağlar.

Nazolabial çizgiler (burun kenarından ağız köşesine uzanan çizgiler) ve Marionette çizgileri (ağız köşelerinden çene hattına uzanan çizgiler) gibi derin kırışıklıklar, dolgu uygulamaları ile yumuşatılabilir. Bu çizgiler, yaşlanmanın belirgin işaretlerinden biri olup, dolgularla daha az belirgin hale getirilebilir.

Dudak dolgusu, dolgu uygulamalarının en popüler kullanım alanlarından biridir. İnce dudaklar, dolgu maddeleri ile daha dolgun ve belirgin hale getirilebilir. Aynı zamanda dudak çevresindeki ince çizgiler de bu yöntemle tedavi edilebilir.

Çene ve çene hattı şekillendirme, dolgu uygulamaları ile mümkündür. Çene hattının belirginleştirilmesi ve çenenin daha estetik bir forma kavuşturulması, yüz hatlarının dengelenmesine yardımcı olur.

Elmacık kemiği belirginleştirme, yüzün daha çekici ve genç görünmesini sağlar. Dolgu maddeleri, elmacık kemiklerinin üzerine enjekte edilerek bu bölgenin daha belirgin hale gelmesini sağlar.

Göz altı torbaları ve çöküklükleri, dolgu uygulamaları ile düzeltilir. Bu bölgedeki hacim kaybı ve morluklar, dolgu maddeleri ile tedavi edilerek daha taze ve dinlenmiş bir görünüm elde edilir.

Dolgu uygulamaları, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan hızlı ve etkili sonuçlar sunar. Yüzünüzdeki estetik sorunları gidermek ve daha genç bir görünüm elde etmek için kliniğimize başvurabilir, dolgu uygulamaları hakkında detaylı bilgi ve randevu alabilirsiniz.

Cildinizde Fark Yaratacak Deneyimi Şimdi Yaşayın

Cildinizin parlak ve sağlıklı bir görünüme kavuşması için benimle iletişime geçin. Özel tedavi yöntemlerimle size kişiye özel bir bakım sunarak, kendinizi ve cildinizi yenileyin.

Keşfedin
WhatsApp ile bize ulaşın...

Hızlı İletişim Merkezi

Merhaba,
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Bize Mesaj Gönderin En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.

İletişim Formu

Formu doldurun, sizinle en hızlı şekilde iletişime geçelim.

Whatsapp'tan Bize Ulaşın.

Bir konuşma başlatmak için kamera uygulamanızla tarayın veya QR kodunu tıklayın.

Lorem Ipsum Nedir?

Lorem Ipsum, dizgi ve baskı endüstrisinde kullanılan mıgır metinlerdir. Lorem Ipsum, adı bilinmeyen bir matbaacının bir hurufat numune kitabı oluşturmak üzere bir yazı galerisini alarak karıştırdığı 1500'lerden beri endüstri standardı sahte metinler olarak kullanılmıştır. Beşyüz yıl boyunca varlığını sürdürmekle kalmamış, aynı zamanda pek değişmeden elektronik dizgiye de sıçramıştır. 1960'larda Lorem Ipsum pasajları da içeren Letraset yapraklarının yayınlanması ile ve yakın zamanda Aldus PageMaker gibi Lorem Ipsum sürümleri içeren masaüstü yayıncılık yazılımları ile popüler olmuştur.

Neden Kullanırız?

Yinelenen bir sayfa içeriğinin okuyucunun dikkatini dağıttığı bilinen bir gerçektir. Lorem Ipsum kullanmanın amacı, sürekli 'buraya metin gelecek, buraya metin gelecek' yazmaya kıyasla daha dengeli bir harf dağılımı sağlayarak okunurluğu artırmasıdır. Şu anda birçok masaüstü yayıncılık paketi ve web sayfa düzenleyicisi, varsayılan mıgır metinler olarak Lorem Ipsum kullanmaktadır. Ayrıca arama motorlarında 'lorem ipsum' anahtar sözcükleri ile arama yapıldığında henüz tasarım aşamasında olan çok sayıda site listelenir. Yıllar içinde, bazen kazara, bazen bilinçli olarak (örneğin mizah katılarak), çeşitli sürümleri geliştirilmiştir.

Nereden Gelir?

Yaygın inancın tersine, Lorem Ipsum rastgele sözcüklerden oluşmaz. Kökleri M.Ö. 45 tarihinden bu yana klasik Latin edebiyatına kadar uzanan 2000 yıllık bir geçmişi vardır. Virginia'daki Hampden-Sydney College'dan Latince profesörü Richard McClintock, bir Lorem Ipsum pasajında geçen ve anlaşılması en güç sözcüklerden biri olan 'consectetur' sözcüğünün klasik edebiyattaki örneklerini incelediğinde kesin bir kaynağa ulaşmıştır. Lorm Ipsum, Çiçero tarafından M.Ö. 45 tarihinde kaleme alınan "de Finibus Bonorum et Malorum" (İyi ve Kötünün Uç Sınırları) eserinin 1.10.32 ve 1.10.33 sayılı bölümlerinden gelmektedir. Bu kitap, ahlak kuramı üzerine bir tezdir ve Rönesans döneminde çok popüler olmuştur. Lorem Ipsum pasajının ilk satırı olan "Lorem ipsum dolor sit amet" 1.10.32 sayılı bölümdeki bir satırdan gelmektedir.

1500'lerden beri kullanılmakta olan standard Lorem Ipsum metinleri ilgilenenler için yeniden üretilmiştir. Çiçero tarafından yazılan 1.10.32 ve 1.10.33 bölümleri de 1914 H. Rackham çevirisinden alınan İngilizce sürümleri eşliğinde özgün biçiminden yeniden üretilmiştir.

Nereden Bulabilirim?

Lorem Ipsum pasajlarının birçok çeşitlemesi vardır. Ancak bunların büyük bir çoğunluğu mizah katılarak veya rastgele sözcükler eklenerek değiştirilmişlerdir. Eğer bir Lorem Ipsum pasajı kullanacaksanız, metin aralarına utandırıcı sözcükler gizlenmediğinden emin olmanız gerekir. İnternet'teki tüm Lorem Ipsum üreteçleri önceden belirlenmiş metin bloklarını yineler. Bu da, bu üreteci İnternet üzerindeki gerçek Lorem Ipsum üreteci yapar. Bu üreteç, 200'den fazla Latince sözcük ve onlara ait cümle yapılarını içeren bir sözlük kullanır. Bu nedenle, üretilen Lorem Ipsum metinleri yinelemelerden, mizahtan ve karakteristik olmayan sözcüklerden uzaktır.

İletişim Bilgilerimiz:

Menü
Whatsapp
Duyurular
İletişim